Biat kültürü ve laiklik
Türkiye 72 ülke içinde din kültürü ve ahlâk derslerine en çok zaman ayıran ikinci ülke olup, fen bilgisi derslerinde ise OECD ülkelerinin gerisindedir. Ve gene görülmektedir ki, fen bilgisi derslerinin miktarı arttıkça PISA 2015 sınavı sıralamasındaki yeri önemli ölçüde iyileşmektedir
Prof. Dr. Talât Tevrüz - İTÜ Makina Fakültesi öğretim üyesi
Değerli okurlar, uzun söze ve kafa karıştıran laflara gerek yok... Laikliğin ve din ağırlıklı (Teokratik) yönetimlerin insanları özellikle “kadınları” getirdiği noktayı görebilmek için bu yönetimlerin yüzyıllarca süren “Dünya Laboratuvarında” elde edilen neticelerine bakmak yeterlidir. Burada alt kültürle beyinleri hurafelerle tutsak alınmış insanların dahi reddedemeyeceği bir fotoğraf ortaya konmuştur: Şeriatla veya din ağırlıklı yönetilen ülkelere bakalım. Suudi Arabistan, Katar, Kuzey Afrika, Körfez Ülkeleri vs. Birde laik ülkelere bakalım. ABD, Almanya, İsviçre, Fransa, Danimarka vs. Birinci gruptaki ülkelerde hiçbir dişe dokunur buluş veya keşif olmadığı gibi, nerede ise laik ülkelerin hizmetkârı konumundadırlar. Nitekim AKP yönetiminin Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı Erdoğan Bayraktar dahi “Türkiye ara eleman ülkesidir, mucit çıkaramaz!” demiştir... Bu ülkelerde “biat ve kabul” esastır. Tüm buluşlar ve keşifler “laik” ülkelere yani hür fikri, düşünce ve aklı ön plana çıkaran ülkelere aittir. İlaveten dürüstlük ve mutluluk da laik Batı ülkelerine aittir. Bunu görmek için bugünkü Dünya'ya şöyle bir bakmak kâfidir; açıkça görülüyor. Nitekim Suriyeli ve diğer İslâm ülkeleri göçmenleri ölümleri pahasına laik Batı ülkelerine kaçmaktadırlar.
‘KADIN İNSAN MIDIR?'
Şeriatla veya din ağırlıklı yönetilen ülkeler 20. ve 21. Yüzyıllarda dahi hala Orta Çağ'ın müthiş safsataları ile yaşamaktadırlar. Ayrıca burada özellikle “kadınlarımıza” seslenmek istiyorum. Şubat 2016'da Suudi Arabistan'da yapılan bir seminerde “Kadın İnsan mıdır?” konusu işlenmiştir!? Türkiye'de mevcut yönetimin Suudi Arabistan'la adeta hayranlığa varan çok yakın “ilişkileri” de dikkate alınırsa, karar sizin...
Bu noktada, teokratik ülkelerin 21. Yüzyılda dahi düştükleri şu gülünç duruma bir bakar mısınız: Suudi Arabistan'da dünyanın yuvarlak (küresel) olmadığı iddia ediliyor, Irak'ta ise benzer görüş savunuluyor. Aşağıdaki satırları okurken lütfen 1969 yılında ABD'nin Ay'a insan indirdiğini düşününüz. Bırakınız bilimsel izahı, uzaydan çekilen fotoğraflar dahi dünyanın küresel olduğunu göstermektedir. Suudi Arabistanlı Şeyh efendi “altı sene sonra” dahi hâlâ Dünya'nın yuvarlak olmadığını iddia etmekte!
1. Suudi Arabistanlı meşhur Şeyh Abdul Aziz Bin Baz, 1975 yılında “Dünya'nın Sakin, Güneş'in Hareketli Olduğuna ve Gezegenlere Çıkmanın İmkânsızlığına Dair Akli ve Hissi Deliller” isimli resmi makamlarca basılan risalesinde şunları söylemektedir: “Kim dünyanın yuvarlak olduğunu iddia ederse, küfür ve delalete düşmüş olur. Çünkü bu iddia hem Allah'ın, hem Kuran'ın, hem Peygamber'in reddidir. Bunu iddia eden kişi tövbeye davet edilir. Ederse ne âlâ! Aksi takdirde kâfir ve dinden dönmüş bir kişi olarak öldürülür ve malı da Müslümanların hazinesine katılır... Eğer ileri sürdükleri gibi Dünya dönüyor olsaydı ülkeler, dağlar, ağaçlar, nehirler, denizler bir kararda kalmazdı. İnsanlar batıdaki ülkelerin doğuya, doğudaki ülkelerin batıya kaydığını görürlerdi. Kıble'nin yeri değişir, insanlar kıbleyi tayin edemezlerdi. Velhasıl (bunların hiçbiri görülmediğine göre) bu iddia (dünyanın hareketli olduğu iddiası) sayması uzun sürecek birçok nedenden dolayı batıldır.”
Benzer iddia Suudi Arabistanlı imam Şeyh Bender El Hayberi tarafından da ileri sürülmektedir.
Irak dünyanın düz mü, yuvarlak mı olduğunu tartışıyor. Iraklı astronomi araştırmacısı Fadhel Al-Sa'd, katıldığı bir programda dünyanın düz olduğunu savundu...
Halbuki, Hz. Muhammed “İlim Çin'de de olsa gidip alınız” demiştir.
Diğer taraftan Kuran-ı Kerim Necm Suresi Ayet 39'da şöyle denmektedir: Diyanet İşleri'nin değişiyle “İnsan için ancak çalıştığı vardır.”
Yani, insan için ancak çalıştığının karşılığı vardır. Burada insan denmekte, Müslümanlar, Hıristiyanlar, Museviler denerek bir ayırım yapılmamaktadır.
PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) 2015 sınavında Türkiye OECD ülkeleri arasında sondan ikinci olmuştur. Test 72 ülkede 15 yaşındaki çocuklarla yapıldı. Sınav fen, matematik ve okuma becerilerini ölçmektedir. Türkiye Eğitim Derneği'nin düşünce kuruluşu TEDMEM'in değerlendirmesine göre (Bknz. Tablo), Türkiye 72 ülke içinde din kültürü ve ahlâk derslerine en çok zaman ayıran ikinci ülke olup, fen bilgisi derslerinde ise OECD ülkelerinin gerisindedir. Ve gene görülmektedir ki, fen bilgisi derslerinin miktarı arttıkça PISA 2015 sınavı sıralamasındaki yeri önemli ölçüde iyileşmektedir. Bu itibarla, söz konusu sınavda gittikçe din ağırlıklı eğitim vermeye yönelen Türkiye, keskin bir düşüşe geçmiş ve 2003 yılı seviyesine gerileyerek sondan ikinci olmuştur. [9, 10]
Eski AKP Enerji Bakanlarından Taner Yıldız'ın “Eğitim seviyesi arttıkça AKP oyları azalıyor” ifadesi dikkat çekicidir...
Kadın cinayet ve tacizlerinde de son yıllarda çok büyük artışlar vardır.
LAİKLİĞİN DEĞERİ
Bugün Türkiye'de yüz binin çok üzerinde cami vardır. Bu camilerin çoğu -düzgün olanları tenzih ederim- AKP'nin birer teşkilatı gibi çalışmaktadırlar. Bir imamın geliri 2017'de 10. derece için aylık 2.953.28 lira olup lojman, elektrik vs. dâhil 4 bin lirayı oldukça geçmektedir. Asgari ücretin 1404 lira olduğu ülkemizde Vaiz maaşı ise 2017 Ocak (1/4) için 2.891 lira olup, din adamları mevlit vs. gibi hizmetlerle ek gelir imkânına da sahiptirler. Öğretmen maaşları ise 2017 Ocak (1/4) için 2.853 lira, polis maaşı ise (8/1) için 3.028 liradır. Maaşlar için lütfen derece ve kademeleri de göz önünde tutunuz.
Değerli yurttaşlarım, bilhassa sevgili kadınlar, sakın menfaat gruplarının ve yalan imalat fabrikaları yandaş basının söylediklerine inanmayınız. Bunlar çoğunlukla şu veya bu şekilde statü veya menfaat bağı ile yandaş yapılmışlardır.