Dünya 'Türkleri' izliyor
Dünya 'Türkleri'
izliyor
Arap ülkelerindeki başarılarıyla
çıkış yapan Türk dizileri, artık 'pembe dizilerin vatanı' Latin Amerika'ya
kadar yayılmış durumda. Bu baş döndürücü hızın bedeli ise yüksek.
Türkiye'de Brezilya dizisi olarak
anılan 80'li, 90'lı yıllardaki pembe diziler, hayatın bir parçası haline
gelmişti. Dizi karakterleri pek çokları için ailenin bir ferdi haline gelmiş,
bir sonraki dizide başına neler geleceği merakla beklenir olmuştu.
Şimdi ise Türk dizi karakterleri
dünyanın dört bir yanında hanelere konuk oluyor, milyonlarca kişiyi ekran
başına çekiyor. Türkiye, yaklaşık 100 ülkeye satılan prodüksiyonlarla dünyanın
önde gelen dizi ihracatçıları arasına girdi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi
verilerine göre Türkiye, dizi satışlarında ABD'nin ardından dünyada ikinciliğe
yükselmiş durumda.
Dünyanın en büyük ‘hayal
fabrikalarından‘ biri İstanbul'dan bir saat uzaklıkta, Kocaeli'de bulunuyor.
Yirmi beş futbol sahası büyüklüğündeki Seka Film Platoları'nda İstanbul'un tüm
tarihi kent merkezi yeniden inşa edilmiş. Osmanlı dönemi polisiye dizisi
“Filinta“ gibi geçen yıllarda uluslararası üne kavuşan pekçok dizi burada
çekilmiş.
"Brezilya dizilerinden daha heyecanlı"
Kocaeli'den 10 bin kilometre
uzaklıkta Kolombiya'nın Karayip kıyılarındaki Cartagena'da televizyon ekranında
"Gümüş" dizisi oynuyor. Aşçılık yapan 51 yaşındaki Àngela Amador
Ramos, Türk dizilerinin hayranlarından. “Türk dizileri burada moda oldu“ diyor
ve tek bir bölümü bile kaçırmadığını anlatıyor. Türk dizilerinin Brezilya
dizilerine göre daha heyecanlı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Dizilerin
merkezinde sadece aşk hikayeleri yer almıyor, Türk kültürü de var. Türklerin
gündelik hayatına büyük ilgi duyuyorum.“
Türk dizilerinin dünyaya
yayılışı, “Muhteşem Yüzyıl“ dizisiyle başladı. Kanuni Sultan Süleyman'ın yaşam
hikayesi, önce Ortadoğu'da ün kazandı. Şimdi ise dünyada yaklaşık 70 ülkede
satılıyor.
"Türkiye egzotik ülke"
Bilgi Üniversitesi İletişim
Fakültesi'nden Prof.Dr. Aslı Tunç, Türkiye‘nin Latin Amerikalılar için egzotik
bir ülke olduğuna dikkat çekerek, Türk dizilerinin bu bölgedeki televizyonlara
taze bir hava getirdiğini belirtiyor. Türk dizilerinin gerek Ortadoğu, gerekse
Balkanlar ve son olarak Latin Amerika'da fenomen olduğunu belirten Tunç, “Her
bölgede insanlar içinde kendilerinden birşeyler bulabiliyor“ diyor.
Özellikle Arap dünyasında büyük
başarı elde eden Aşk-ı Memnu, Fatmagül'ün Suçu Ne gibi dizilerin senaristi Ece
Yörenç, Türk dizilerinin Suudi Arabistan dahil olmak üzere Arap ülkelerinde
kadınların hak mücadelesine katkı sağladığına işaret ediyor. Yörenç, “Türk
dizileri neredeyse kadınlar için bir Arap Baharı yarattı“ diyor.
Örneğin Yunanlar eski İstanbul
dizilerinde nostalji yaşayıp, ailenin önemi gibi 70'li yıllardaki kendi
değerlerini hatırlarken, aynı diziler Araplar için özellikle de kadın hakları
konusunda bir devrim niteliğinde.
Bedelini emekçiler ödüyor
Ancak bu başarının da bir bedeli
var ve bu bedeli en ağır ödeyenler oyuncular ve teknik ekip. Reji asistanı Arda
Sarıgün, diziler yurtdışına satılmaya başladıktan sonra bölüm sürelerinin de
giderek uzadığına dikkat çekiyor. Bunun nedeni ise bölüm süresi uzadıkça içine
daha fazla reklam alınabilmesi.
Sarıgün, dört yıl önce Arka
Sokaklar dizisi için çalışırken bir bölümün 90 dakika sürdüğünü, geçen yıl ise
haftada 150 dakika çalışmaya başladıklarını, iki ekip olarak haftanın yedi günü
montaj bandında gibi çalıştıklarını söylüyor.
Uzunca bir sinema filmi anlamına
gelen 150 dakikanın bir hafta içinde çekilmesi gerekiyor. Oyuncular
Sendikası'ndan Ersin Gök, şu an haftada 16 ila 18 saat çalıştıklarını
belirterek, genelde sigortasız ve güvenlik önlemleri alınmaksızın çalışıldığına
dikkat çekiyor. Gök, devlet düzenlemesinin olmadığı bir ortamda, hızla büyüyen
sektörde insan emeğinin sömürüldüğünü belirtiyor.
Ama giderek birbirine benzeyen
dizilerdeki kalite kaybı, izleyicinin pek umrunda değil gibi görünüyor. Prof.
Dr. Aslı Tunç, güvensizliğin arttığı bir dönemde dizilerin izleyicilere bir
kaçış olanağı sunduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: “İnsanların böyle zor
zamanlarda bir masal görmeye ihtiyacı var. Güzel insanlar görmek istiyorlar.
Kötülerin cezasını bulduğunu görmek istiyorlar.“