Erkekler neden aldatır ve kocanızı çıldırtmanın yolları…
Sevgili okuyucularım,
Bugün nasıl zayıflayacağınızı yazacaktım. Doğru... Ancak dünkü yazım, ülkede infial yarattı. Her ne hikmetse, dünkü yazımı (Kocanız aldatıyor mu ?) ahlak, vicdan ve akıl sahibi bacılarımdan ziyade, karşı cinslerimiz okumuş. Alınmışlar. Haber merkezimizin telefonlarını kilitleyecek kadar hem de. Karşı cins; nazik , kibar ve hoşgörülü mailleri ile “ablam, tamam, aldatıyoruz ama, bir sor niye” diye serzenişte bulundular. Tırsmak ? Asla… Bizde “Alo Fatih” kontenjanı henüz boş. Tak yazıyorsunuz, şak, bana ulaşıyor.
Karşı cinse borçlandık sizin anlayacağınız. Kocanız neden aldatır, kendisini nasıl çıldırtırsınız, hepsini bu yazımda toparlıyorum. Bu da benden tüm evli çiftlere gelsin…
Bacılarım ! Kocanızı çıldırtabilirsiniz… Adım adım, ne yapmanız gerektiği noktasında muhtaç olduğunuz kudret, işbu asil yazımda bulunmaktadır…
Asil bacım, öncelikle, her Türk genç kızı gibi, sadece evlenmeye odaklan… Ne yap, ne et, evlen. Bu yolda her şey mubahtır. Zafer Türk kızlarınındır… Gerisi –neredeyse- kendiliğinden gelir…
Evlendikten sonra hemen, peş peşe en az iki çocuk yapın… İlk çocuktan en az 15 kilo, ikincisinden en az 13 kilo’yu muhakkak muhafaza edin. Katamaran gibi görünseniz de, bu sizi asla bezdirmesin. Bu durumda bile, 3. ve 4. çocukların planlarını yapın…
Kocanızı, ihtimamla misafir odasına, misafir koltuklarının yanına yerleştirin. Sonra unutun. İlgilenmeyin. Hiç ilgilenmeyin. Orada mı diye arada bir yoklarsınız, o kadar.
Spordan uzak durun. Kıvrımlarınız kaybolmasın. Evde yürürken, yer gök inlesin… Eskilerimiz boşuna “hükümet kadın” terimini bulmamış…
Kuaföre gitmeyin, kendinize bakmayın.. Genç kızlık eşofmanlarınıza (eğer büyük bedeniniz halen içine girebiliyorsa) ek yapıp, forma gibi her gün giyin… En güzeli, en doğalı budur… Seven, böyle sevsin… Manikür pedikür vs. hepsini boş verin. Oradan kazanacağınız vakitten, kendinizi biraz daha salın… Kapılın bahtınızın rüzgarına, bakalım rüzgar bu noktada sizi nereye götürecek…
Kat-i surette kocanızla ortak meşgaleler bulmayın. Sinema , tiyatro, sergi… Asla ve kat-a gitmeyin. Adam her yere yalnız gitsin. Siz, anaç bir tavuk gibi evde tüneyin…
Tüm vaktinizi çocuklarınıza, yemek yapmaya ve en çok da yemek yemeye ayırın.
Başınız ve nazik yerleriniz sürekli ağırsın… Koca yaklaşmaya mı çalıştı, hemen dırdır, şikayet, “oram ağrıyor, buram ağrıyor, vs” gibi makul sebeplerle derhal geri kışkırtın. Zavallı böyle bir şey düşündüğüne bile pişman olsun… Tek güzel bir söz duymak için, dört takla attırın. “Lanet olsun”, dedirtin. Bugün değil, yarın… Yarın değil, öbür gün… Bugün git, yarın gelme taktiği muhakkak işe yarayacaktır.
Dırdırın ve şikayetin zamanı olmaz. Feel free. Uçan kuştan bile şikayet edin. Çözmeye değil, sorun yaratmaya odaklanın. Bu noktada, kocanızın iflahı kesilmeye başlayacaktır.
Kocanız eve akşam sekizde mi geliyor ? Çocukları saat altıda yedirip, kendiniz de saat 7 gibi muhakkak yemeğinizi yiyip, yayılın salonun baş köşesine. 1.80. Hanım ağalar gibi. Bacaklar bir tarafta, göbek diğer tarafta. Sakın kalkıp “hoş geldin” falan demeyin… Koca geldiğinde, yemeğini yalnız yesin… Romantik romantik…
Geldik son aşamaya… Yataklarınızı ayırın. Çocuklarınızla yatın… Sık sık bunalımlara girin… Oturduğunuz semtte gitmedik acil bırakmayın… Şikayet etmeye asla ara vermeyin. Maazallah hemen formdan düşersiniz ! Kendisi, kılığı, kıyafeti, işi, huyu, suyu ve de özellikle annesi hakkında sürekli verin, veriştirin…
Bu kadar şey yaptıktan sonra bile, halen kocanız yanınızda mı ? Misafir odasına koyduğunuz yerde sizi mi bekliyor ? Halen gözlerinizin içine baka baka, sizi “ne kadar çok sevdiğini” mi söylüyor ? Sizi sarıp, sarmalayıp, koruyup, kollayıp, yüceltmek için elinden geleni mi yapıyor ?
E güzel bacım… Artık yapacak bir şey yok. Bu koca seni seviyor… Hem de çok seviyor…. Nazik yerlerini kaldırıp, kocanı pamuklara sarıp sevme zamanı gelmiştir… Coşku zamanı… Silkin ve coşkuyla, daha büyük bir aşkla, sar, sarmala, sev, şımart kocanı…
Hadi Allah bir yastıkta kocatsın….
Bu da benden hem hemcinslerime, hem karşı cinslerime, bir ders olsun….
Sevgiyle kalın…
Her türlü pohpohlama ve övgülerinizi bekliyorum : kamille.kirbac@gmail.com