Güzel İstanbul'un fethi önemlidir ve kutlanmalıdır !
TÜRKİYE
29 Mayıs 2016

GÜZEL ISTANBUL'UN FETHİ ÖNEMLİDİR VE KUTLANMALIDIR !
1453 SULTAN MEHMET FETHETTİ – 1923 ATATÜRK KURTARDI
İstanbul'un fethi Türkler için çok önemlidir ve hiçbir komplekse kapılmadan mutlaka kutlanmalıdır !
İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet'te, kurtaran Mustafa Kemal Atatürk'te dahi seviyesinde aydın devlet adamı ve komutandırlar.
Bizler, bugün bence dünyanın en güzel şehri İstanbul'da yaşıyorsak ve kendimizi “İstanbullu” olarak ayrıcalıklı bir konumda görüyorsak, bunu Fatih Sultan Mehmet'e ve Mustafa Kemal Atatürk'e borçluyuz.
1453'ten beri dünyada birçok ülke işgal edilmiş, yıkılmış, şehirler el değiştirmiştir. Ancak, Hristiyan Batı Devletleri İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethini ve bu güzel şehrin Türk Ulusuna “miras” bırakılmasını tarih boyunca hazmedememişlerdir. Birinci Dünya Savaşından sonra İstanbul işgal edildiğinde, “bu iş bitti” diyen işgal güçleri Mustafa Kemal'in askerleri karşısında boyun eğerek, kendilerine teslim olan Vahdettin'i de alarak, “GELDİKLERİ GİBİ GİTMİŞLERDİR”..
Fatih; İstanbul'u alırken barışçı, aydın ve üst düzey insancıl siyaseti ile şehrin sanat eserlerini, mimari yapıtlarını korumuş, halka eziyet etmemiş, Hristiyanlığı hor görmemiş, Hristiyanların kendi dinlerini yaşamalarına karışmamış, Bizanslı bilgelere, sanat ve bilim adamlarına değer vermiş, saygı göstermiş, hattâ bunlardan danışman olarak faydalanmıştır. Bu, tarihin gördüğü, belki de, en UYGAR fetih dir! Karşılaştırmak gerekirse; bir Hristiyanların Bizans'ı ve Doğuyu yağmalayan, sanat eserlerini ve mimari yapıtları kırıp-döken, öldüren, parçalayan “HAÇLI SEFERLERİNE” bir bakın, bir de Fatih'in İstanbul'u fethederken ki uygarlığına..
Bugün, İstanbul'un fethinin 563. Yılını kutlarken, önemli olan, bunu Fatih'in söylediği gibi “gönülleri fethederek” yapmaktır, gönülleri kırarak değil. Aslında, görsel ve bir günlük bir kutlamanın ötesinde, paneller düzenlenmeli, konferanslar verilmeli, o dönemin müziği ve danslarını, tiyatrolarını yansıtan performanslar sergilenmeli, Bizans'ın fethedilmesinin farklı kültürler arasındaki etkileri ve kazanımları dile getirilmelidir.
Bir de, ifade etmeden geçemeyeceğimiz bir husus daha var : AKP'nin İstanbul'un fethini kutlaması ne kadar doğruysa, Milli Bayramlarımızı çeşitli bahaneler üreterek kutlamaktan kaçınması o denli yanlıştır. “İstanbul'un fethi” kutlanacak önemli bir olay olarak görülürken İstanbul'un kurtuluşuna da aynı önemi vermek gerekmektedir.
Bu arada; bilhassa emperyalizmin yandaşları ve işbirlikçiler, fethin kutlanmasına karşı geliyorlar. “İstanbul'un fethini kutlarsak Batılı dostlarımız(!) üzülürlermiş, kırılırlarmış”. Her fırsatta, ülkemizi ve halkımızı aşağılayan, besledikleri PKK ve Fethullah terör örgütleri vasıtasıyla ülkemizi parçalayıp, ulusumuzu bölmek isteyen Batılı Devletlere uşaklık yapmaktan başka görevleri olmayan bu “tanıdık” simalar, her şeyden önce, İstanbul'da ki Fener Rum Patrikhanesinin “ana giriş kapısının” 195 yıldır neden kapalı tutulduğunu açıklamalılar. O kapı ne zaman açılacakmış biliyor musunuz? Kendi ifadeleriyle : İstanbul, Hristiyanlar tarafından geri alınıp, o kapının önünde önemli bir Türk Devlet adamı asıldığı zaman..
Türkler, tarihten kin ve nefret çıkartmazlar. Ancak; yapmadığımız soykırım nedeniyle, bizleri “soykırımcı” diye suçlayan, İstanbul'un Hristiyanlar tarafından geri alınmasını ve kapısının önünde bir Türk devlet adamını asmayı bekleyen hainlere karşı tarihi ve milli değerlerimize, kazanımlarımıza sahip çıkmak ta en tabii hakkımızdır..
Aziz Cüneyt YÜKSEL


Kaynak: (anadoluturkhaber)