Panik Atak’la yaşam…
Panik Atak’la yaşam…
Son zamanlarda en sık duyduğunuz şikayet, değil mi ?
Panik Atak’lı yaşam nasıldır, bilmeyenlere kısaca anlatayım… Bu konuda epey tecrübeliyim çünkü yaklaşık 12 sene bu “hastalıkla” boğuştum… Etrafımda değer verdiğim insanlar da sürekli “rahat batıyor, ondandır” dediği için, başlarda bunun bir hastalık olduğunu dahi reddettim…
Önce, kalp krizi gibi başlar… Kesin kalp krizi… Ölüyorsunuz… Ter basıyor, tansiyon fırlıyor, kalbiniz göğsünüzden çıkacak gibi oluyor… Gitmedik acil, yaptırmadık tahlil kalmıyor… Kısa bir süre sonra, dışarı çıkmaya korkar hale geliyorsunuz… Markete gitmek ? Olmaz, ya kriz gelirse ? Tatil ? Önce, gideceğiniz yere en yakın hastane var mı ? Yeri, ona göre tespit ediyorsunuz. Bitti mi ? Hayır. Hastaneyi araştırıyorsunuz, bakalım tam teşekküllü mü ? Kalp krizine karşı gerekli teçhizata sahip mi … Bitti mi ? Hayır… Ne olur ne olmaz diye, ambulans helikopter imkanlarını, telefonlarını araştırıyorsunuz… Tatil ? Zaten zehir oluyor… O korku hali hep yakanızda…
Tam biraz bu duruma alıştınız gibi olurken, pat, bu sefer beyin kanaması geçirdiğinizi düşünüyorsunuz… Kesin… Hem de en kötüsünden. Belirtiler yine aynı… Kalp çarpıntısı, boğulma, baş dönmesi… Ölüyorsunuz yani… Gene aciller, tahliller… Ve yakınlarının serzenişleri “rahat batıyor, ondan bunlar”.
Çoğu anne çocuklarını salıncakta sallanırken keyifle seyrederken, siz kafanızda plan yapıyorsunuz : ya düşerse, ya beyin kanaması geçirirse ? Hastane ? Ambulans ? Ya trafikte sıkışırsa ambulans ? vs vs vs
Yukarıda yazdıklarım, yaşananların belki de % 10’u bile değil. Sürekli, yetememe ve yetersiz kalma duygusu…. Her şeyi tam mı yaptım ? Yetişebildim mi ? Sorumluluklarımı yerine getirebildim mi ? İşe, eve, eşe yetişebildim mi telaşı…
Sonra, psikologlara gitmeye başlıyorsunuz… Sonuç ? Yok, Şikayetlere devam… Gittiğiniz yerlerde “Nöropsikolojik” tedaviler mi isterseniz, “müzikle” iyileştirmeye çalışanlar mı ? Acil ? Aynen devam… Sunuç ? Yok...
Ve sonunda, tükenmeye başlıyorsunuz… Artık bunun bir çaresi yok, yaşamımı sonuna dek böyle zavallı ve titrek bir halde sürdüreceğim diyorsunuz…
Ama; yanılıyorsunuz !
Panik atak bir rahatsızlık, evet. Ama çaresi var !
Tecrübeyle sabit… İlk adım, işinin ehli bir psikiyatr bulmakta yatıyor. Sonrası, ilaç ve terapi ile, birkaç aylık tedavi… Sonrasında, asansöre binemeyen, uçak yolculuğunu aklına bile getirmeyen, evde yalnız kalamayan siz, Alplerde tek başınıza kayak yapacak duruma geliyorsunuz ve yaşam yeniden başlıyor...
Psikiyatr seçerken, önerim, aşağıdaki hususlara azami özen göstermeniz ve bunlardan asla taviz vermemeniz :·
· **Psikiyatrın, muhakkak en az bir yabancı dil bilmesi (ki literatürü anında takip edebilsin)
· **Yine psikiyatrın, size ilgi, şevkat ve güleryüz göstermesi ve sizi dikkatle dinlemesi. Sizinle terapideyken defarlarca odayı terkeden, özel telefon görüşmeleri yapan, siz odaya girdiğinizde ayağa kalkma zahmeti göstermeyen, kendi kahvesini höpürdeterek içerken size hiçbir şey ikram etmeyen zerzevattan uzak durun. Bu zatlar, daha baştan kendinizi önemsiz hissetmenizi sağlıyor. Uzak durun. Doktor da olsa, size değer vermesini , ilgi ve ihtimam göstermesini bekleyin ve ve çekinmeden isteyin.
· **Size cep telefonunu vermeyen uzmanlardan uzak durun. Neticede, sizin kendinizi güvende hissetmeniz ve bu uzmana güvenmeniz gerekiyor. Ve daha da önemlisi, gerekli gördüğünüz anda, ona ulaşabilmeniz, büyük rahatlık sağlıyor.
· **Soru sormaktan, açıklama istemekten çekinmeyin.
· ** Pes etmeyin. Bu, çaresi olan bir hastalık. Göreceksiniz, geçiyor…
· **Psikiyatr’a vereceğiniz paraya acımayın. Emin olun, senelerce acillere ve tahlillere verilen parayı geçmiyor.
· Arzu edenler, bana yazabilir, uzman ismi için. Ben yaşadım ve atlattım.
· Merak edenlere, uzman tespitlerini de yazdım aşağıda, merak edenler okuyabilir…
PANİK ATAK NEDİR? HASTA PANİK ATAK SIRASINDA NASILDIR?
Panik atak endişe, korku, (ölüm korkusu gibi) sıkıntı duygularını içinde bulunduran, nöbetler şeklinde ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Psikolojik sorunlarla ya da bazı hastalıklarla birlikte görülebilir. Hasta ani bir nöbette tamamen korku içindedir. Öleceğini, kalbinde bir sorun olduğunu, kalp krizi geçireceğini düşünür. Atak 10 dakika içinde en şiddetli halini alır. Hasta panik içinde doktora başvurur. Bayılacağını, çok kötü şeyler olacağını düşünür. Yarım saat kadar sonra atak geçmeye başlar. Kişi kendini çok yorgun ve bitkin hisseder. Hiç bir şey yapmak istemez. Tahammülü kalmamıştır, yalnız kalmak istemez. Birinin yanında kendini güvende hisseder.
Panik atağın 13 tane belirtisi vardır. Bunlardan en az 4 tanesi varsa panik ataklı olma ihtimali fazladır.
Çarpıntı, kalbin sert ve fırlayacakmış gibi atması,
Terleme (ateş basması, üşüme),
Titreme,
Nefes almada güçlük, boğulma korkusu, tıkanma,
Baş dönmesi, bayılacağını düşünme,
Bulantı, geğirme, karın ağrısı çekme,
Nefesi kesilmek, aldığı havanın yetmediğini düşünerek derin nefes alma,
Göğüs sıkışması, ağrı,
Kendini hissedememe, kendine yabancılaşma, algılama güçlüğü (depersonalizasyon),
Çevrenin gerçek olmadığını düşünme (derealizasyon),
Ölmekten korkmak,
Çıldıracağını düşünmek, başkasına zarar verme korkusu,
Vücutta uyuşma, karıncalanma.
PANİK ATAK NERDEN ORTAYA ÇIKAR? TETİKLEYİCİLERİ NELERDİR?
Çoğunlukla nedensiz bir şekilde ortaya çıkar. Beyindeki kimyasal maddelerden ya da beynin yan kısmının fonksiyonunu yitirmesi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Tek başına ya da çeşitli hastalıklarla birlikte ortaya çıkabilir. Hastada belirtiler görülmeye başlar. Stresli bir hayat sürme panik atağı tetiklemektedir.
Bunlar dışında şu durumlar panik atağın ortaya çıkmasına neden olabilir:
Sara hastalığı (epilepsi), akciğer- kalp hastalıkları,
Vitamin eksikliği, kafeinli besinlerle beslenme,
Tiroid bezindeki sorunlar, fazla adrenalin salgılanması,
Kan şekeri düşmesi, kansızlık, beyinde oluşan tümör,
İlaçların yan etkisi sonucu,
Kapalı yerlerde bulunma, kalabalık yerler,
Depresyon, sinirsel bozukluklar,
Uyarıcı madde kullanımı ve bu maddenin aniden kesilmesi sonucu ortaya çıkabilir.
Sevgiyle kalın,
Kamile Kırbaç